Beyaz Perdeye Uyarlansa İzlenme Rekorları Kırabilecek Kişiler ve Şaşırtıcı Hayatları

Amerikalı bir muharrir ve sosyetik olan Roosevelt, ABD lideri Theodore Roosevelt’in en büyük çocuğuydu. Kendisinin hayatının dizi ya da film yapılmasının istenmesinin sebebi ise başka tabii. Roosevelt o döneme göre oldukça tartışmalı bir hayat yaşıyordu. Hatta o dereceydi ki Beyaz Saray’a girmesi bile yasaklanmıştı. Sebepleri ise devlet görevlilerine büyü yapması, yarış otomobilleri sürmesi ve Emily Spinach isminde bir evcil yılanı olmasıydı. Babası kızının bu durumu için ‘Bu iki şeyden yalnızca birini yapabilirim: ya Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olabilirim ya da Alice’i denetim edebilirim.’ demiş.

Josephine Baker bir filmde rol alan ilk siyahi kadındı. Aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı’nda casusluk yapmıştı. Kendisi biseksüeldi ve Frida Kahlo ile bir bağlantısı olduğu da söylentiler ortasında. Bir periyodun meşhur oyuncusu Grace Kelly ile en yakın arkadaşıydı lakin en çok hoşluğu ile biliniyordu.

Marsha P. Johnson, Amerika Birleşik Devletleri’nde LGBTQ+ hakları mücadelesinde oldukça önemli bir yeri olan 1969 Stonewall Riots’ta büyük rol oynayan bir transseksüel ve eşcinsel hakları aktivistiydi. Johnson’ın hayatı ve başarılarının anlatıldığı ‘The Death and Life of Marsha P. Johnson’ adlı bir belgesel de Netflix platformunda bulunuyor.

Kendisi pilot lisansına sahip ilk Afrikalı Amerikalı kadındı!

Ulusal Kadın Tarihi Müzesi internet sitesindeki yazıya göre Anna May Wong, Hollywood’daki birinci Çinli Amerikalı sinema yıldızı idi. Birinci defa 1922 tarihli sessiz sinema The Toll of the Sea’de başrol oyuncusu olarak rol aldığında sadece 17 yaşındaydı. Wong, Hollywood’daki çalışmalarına ek olarak Avrupa’da ve Broadway’de de oyunculuk yaptı.

Zheng Yi Sao, namı öteki Shi Yang, 1700’lerin sonu-1800’lerin başında yaşadı. Kendisi bir korsanla evlendi lakin eşi öldürüldüğünde onun filosunu devralmak zorunda kaldı. Çin’deki en büyük korsan filosuna komuta ederken bir nevi ortalığı kasıp kavuruyordu. Epeyce para kazanan Zheng Yi Sao bir kumarhane işletirken yaşlılıktan yaklaşık 70 yaşlarında hayatını kaybetti.

Mary Edwards Walker, Onur Madalyası alan tek bayan ve birebir vakitte inanılmaz bir bayan hakları aktivistiydi. Temelinde cerrah olan Walker, Amerika İç Savaşı sırasında birinci bayan ABD Ordusu cerrahı oldu. 1864 yılının Nisan ayında, Konfederasyon birlikleri tarafından casus olarak yakalandı ve dört ay savaş esiri olarak tutuldu. Hapisteyken kendisine verilen bayan kıyafetlerini giymeyi reddeden Walker, daha rahat ve hijyenik oldukları için hayatı boyunca erkek kıyafetleri giydi. Hatta düğününde bile eteğinin altında pantolon giyiyordu.

Lady Arbella Stuart’ın büyükannesi Bess of Hardwick, torununun Kraliçe I. Elizabeth’in potansiyel bir halefi olacak biçimde yetişmesini istiyordu. Bunun için de her daim tahta geçmeye hazır olsun diye için tüm çocukluğu boyunca tesirli bir kilit altında tutuldu. Bu plan başarısız oldu ve kuzeni Kral I. James tarafından tahta geçmeye çalışması ihtimaline karşı daima yakından itakip edildi. Zorla biriyle evlendirileceğinde kaçmaya kalkıştı ve otuz beş yaşında Londra Kulesi’ne hapsedildi. Tüm hayatı beklemekle geçen Lady Arbella Stuart, ne yazık ki kendi hayatına hiçbir zaman gerçekten sahip olamadı. Açlık grevi yapmasından kaynaklı oluşan bir hastalıktan dolayı Londra Kulesi’nde hayatını kaybetti.

Lucy Maud Montgomery şu sıralarda da epeyce gündem olan Yeşilin Kızı Anne dizisinin esinlenildiği Anne of Green Gables kitabının yazarıydı. Sırf bu değil doğal ki, kendisinin 20 romanı, 530 kısa kıssası, 500 şiiri ve 30 makalesi daha bulunuyor. Üretkenliğiyle dikkat çeken Montgomery’nin hayatının dizi ya da sinemaya uyarlanması biraz da bu yüzden isteniyor diyebiliriz.